Evde oturup kahveni yudumlarken para kazanmak kulağa hoş geliyor di mi? Evet, freelance çalışma dışardan bakınca baya cazip duruyo. Ama işin aslı öyle tozpembe değil. Evden çalışmanın keyfi kadar disiplini de zor, müşteriyle uğraşmanın stresinden bahsetmiyorum bile…
Freelance dünyasına yeni adım attıysan ya da bi süredir içindeysen ama “Ben bu işi nasıl daha iyi yaparım?” diyorsan, doğru yerdesin. Hadi gel, bu yolculukta başarılı olmanın yollarını beraber konuşalım.
Önce Kendine Güven, Sonra Portföy Hazırla
Yapabildiğin işlere gerçekten güvenmen lazım. Yani “Ben biraz tasarım yapıyorum” yerine, “Ben bu konuda iyiyim ve müşteriye katkı sağlarım” diyebiliyor olmalısın. Ama bunu demek de yeterli değil. İyi bir portföy şart. Behance olur, kişisel web sitesi olur, Instagram olur farketmez ama yaptığın işleri düzgünce sunabildiğin bir alanın olsun.
Not: Henüz çok işin yoksa, birkaç hayali proje üret. Örneğin hayalî bir marka için logo tasarla, sahte bir blog için yazı yaz. Yeter ki bir şeyler göster.
Müşteriyle Değil, İletişimle Kazanırsın
Bazı müşteriler zor olabilir, evet. Ama onları da kazanmanın yolu iletişimden geçiyor. Ne zaman teslim edeceksin, nasıl çalışıyorsun, beklentisi ne… Hepsini en başta açık açık konuş. “Anlaştık sandım ama o öyle düşünmemiş” gibi krizlere hiç gerek yok.
Tavsiyem: Yazılı iletişim kullan. WhatsApp, e-posta, hatta sözleşme. Her şeyin bir kaydı olsun. Gerektiğinde “Bak böyle demiştin” diyebilmelisin.
Zaman Yönetimi Olmazsa Olmaz
Evdesin diye her an çalışır gibi görünmen gerekmiyo. Ama her işi de son dakikaya bırakırsan olmaz. Kendine bi rutin oluştur. Sabah uyan, mail kontrolü yap, kahveni al ve işe başla. Öğlen arası ver. Akşam ne zaman biteceği belli olsun. Yoksa gece 2’de “bi bakayım şuna” diye oturup sabahlaman işten bile değil.
Uygulama Önerisi: Notion, Trello ya da Google Takvim gibi araçlar kullan. Hem iş takibini yaparsın, hem gününü planlarsın.
Sürekli Öğren, Sektörü Takip Et
Bugün iyi olman yarın da iyi olacağın anlamına gelmiyor. Teknoloji, tasarım, yazılım, içerik üretimi… Ne iş yapıyorsan yap, kendini güncellemen lazım. YouTube’dan, Udemy’den, bloglardan, podcast’lerden beslen. Yeni çıkan trendleri, araçları kaçırma.
Küçük bir sır: Müşterilerin çoğu neyin “yeni” olduğundan habersiz olur. Sen onlara yeni bir şey sunduğunda, gözlerinde yıldız gibi parlıyorsun.
Müşteri Bulamıyorsan Sorun Sende Değil, Yönteminde Olabilir
İlk başta müşteri bulmak zor olabilir. Ama bu senin kötü olduğunu göstermez. Belki de doğru yerde aramıyorsundur. Freelance siteleri (Bionluk, Upwork, Freelancer, Fiverr), LinkedIn, yerel Facebook grupları… Her yerde potansiyel müşteri var. Sadece nerden yaklaşacağını bilmen gerekiyor.
İpucu: Tanıdıklarına haber ver. “Ben bu işi yapıyorum, ihtiyacı olan varsa haber ver” demek küçümsenmemeli. İlk işler genelde en yakınlardan gelir.
Fiyatını Belirle, Bedavaya Çalışma
En büyük hatalardan biri: “İlk işim ya, ne verirse alayım”. Hayır. Emek emektir. Üstelik düşük fiyatlı başladığın müşteri seni hep öyle bilir. Başta düşük başlayabilirsin ama zamanla mutlaka güncelle. Ne kadar sürede, ne kadar detayla çalıştığını sen biliyorsun. Onun bi karşılığı olmalı.
Unutma: Kendini ucuza satarsan, kaliteli olduğunu ispatlaman daha da zorlaşır.
Reddedilmeyi Normalleştir
Her teklif olumlu dönmeyecek. Her müşteri seninle çalışmak istemeyecek. Kimi fiyatı yüksek bulur, kimi tarzını beğenmez. Sorun değil. Yola devam. Freelance işlerde her “hayır”, seni doğru “evet”e yaklaştırır.
Dinlenmeyi Unutma
Sürekli çalışmak seni başarıya götürmez. Sadece tükenmişlik sendromuna götürür. Haftada 1 gün “ekransız” tatil yap, telefonunu eline alma. Yürüyüşe çık, arkadaşlarınla buluş, film izle… Ne yaparsan yap, beynine dinlenme hakkı ver.
Patron Sensin, Ama Patronun da Disiplini Olmalı
Freelance olmak özgürlük demek. Ama o özgürlüğü doğru kullanmazsan, başına bela da olabilir. Disiplin, planlama, iletişim ve kendini geliştirme… Bunlar varsa freelance hayatı gerçekten tadından yenmez.